“Vecdin ilimde erimesi, ilmin vecd içinde kaybolmasından yeğdir.” Cüneyd-i Bağdadi

25.11.2011

Ağıttan Gemiler

Çilekeş bir bülbül gibi ağıt yakıyorum,
Kafesimin parmakları okşuyor tüylerimi,
Kuş olup da bir kanat çırpmak yerine,
Yokluğunu su diye içip, varlığını açlık diye çekiyorum..
Dindiremiyor bir kafes aralığı boşluk gözyaşlarımı,
Öyle bir boşluk ki bu; doluluğumun boş bakışları gibi soğuk,
Boşluğumun dolu akışları gibi ıslak..
Kolum kanadım kopuncaya kadar çıplak…
Sesimde ürkek bir yalnızlık ve kafesimde titrek bir sessizlik,
Kâr etmiyor sesimin güzelliği, göğüs kafesimde bir ince sensizlik..
Bir avuçluk beden, bir kavuşluk hasret ve bir kuşluk vakti bizsizlik..
Kaldırıp başımı semâya, kona kalka,ılık ıslak sensiz bir kavga uçuruyorum sevdaya..
Kanatsız,yersiz yurtsuz ve öksüz bakışlarla bir bulut dolusu gözyaşı akıyor tenhaya..
Toprak rengi bir yaprak gibi kıskıvrak bir telaşla düşüyor bedenim arkaya..
Ağıttan gemiler yüzüyor yaslı yaşlarda,kağıttan debiler vuruyor gölgeme ve gaipten sesler doluyor içerime..
Sığınacak bir sığ sıfatım, korunacak bir yudum köhnem, doyuracak bir gıdım tadım ve edilecek bir nefes tövbem kalıyor geriye…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder